e
sv

Büyük Bulgar Hanlığı: Kubrat Han’ın Mirası

6 Okunma — 17 Ekim 2025 08:33
avatar

bitigsel

  • e

    Mutlu

  • e

    Eğlenmiş

  • e

    Şaşırmış

  • e

    Kızgın

  • e

    Üzgün

Avar ve Göktürk Kağanlıkları’nın gerilediği bir dönemde, Doğu Avrupa’nın siyasi manzarası değişirken 7. yüzyılda ortaya çıkan Büyük Bulgar Hanlığı, dağınık Bulgar kabilelerini tek bir bayrak altında bir araya getiren birleştirici bir siyasi güç görevi gördü. Karadeniz’in kuzeyindeki yemyeşil bir topraklarda kurulan ve Dulo Hanedanı’ndan Kubrat Han tarafından akıllıca yönetilen bu krallık, kısa ömrüne rağmen Avrupa tarihinde kalıcı bir iz bıraktı. Bu hanlık, Avar ve Hazarların saldırısı altındaki bir bölgede stratejik bir denge unsuru olarak ortaya çıktı ve başta Onogur Bulgarları (“On Kabile”) olmak üzere farklı kabileleri bir araya getirerek kendi kaderini kontrol etmeye başladı.

Büyük Bulgar Hanlığı’nın Kuruluşu ve Yükselişi

Kubrat Han, 632 yılında Büyük Bulgar Hanlığı‘nı kurarak, bölgedeki Avar Kağanlığı’nın iç çatışmalar ve dış güçler sonucu çöküşünden ustaca yararlandı. Attila’nın soyundan gelen ve bozkırın en önemli kraliyet ailesi olan Dulo Hanedanlığı’nın bir üyesi olan Kubrat, dağınık ve sık sık savaş halindeki Bulgar kabilelerini tek bir amaç için bir araya getirerek güçlü bir konfederasyon oluşturdu. Başkenti Fanagoria olan devletin toprakları çok genişti ve Azak Denizi’nden Kafkas Dağları’nın eteklerine ve batıda Dinyester Nehri’ne kadar uzanıyordu. Bu bölgeler tarihi kaynaklarda Eski Büyük Bulgaristan (Magna Bulgaria) olarak da bilinir. Kubrat Han, otoritesini artırmak için askeri fetihler gerçekleştirmenin yanı sıra komşu ülkelerle sağlam diplomatik ilişkiler kurdu. Bu dönemde, özellikle güney komşusu olan güçlü Bizans İmparatorluğu ile kurduğu güçlü bağlar, hanlığın siyasi hayatta kalması ve ekonomik başarısının sağlanması için elzemdi.

Kubrat Han ve Bizans İmparatorluğu ile İlişkiler

Kubrat Han, bir savaşçı olmasının yanı sıra, yenilikçi liderliği sayesinde öncü bir diplomattı. Kubrat, gençliğinde Konstantinopolis’te bir süre eğitim gördükten ve Bizans saray kültürüne aşina olduktan sonra Bizans İmparatorluğu ile kalıcı ve avantajlı bağlar kurdu. Bu, batı sınırlarını güvence altına almanın yanı sıra, ticaret ve kültürlerarası etkileşimin de kapısını açtı. Hristiyan vaftizinden sonra İmparator Herakleios, ona sadece bir unvan değil, aynı zamanda onu resmi bir Bizans müttefiki olarak kabul eden hesaplı bir hareket olan “patrikios” unvanını verdi. Bu birlik, Büyük Bulgar Hanlığı‘nın Avarlar ve Hazarlar gibi doğu ve kuzeydeki düşmanlarına karşı savunmasını güçlendirdi. Devlet halkı, çoğunlukla evrenin yaratıcısı Gök Tanrı’ya olan inançlarıyla birleşmişti ve devletin kültürel yapısı, bozkırların köklü geleneklerinden türemişti. Altın çağ olarak kabul edilen bu dönemde Bulgar kimliği ve devlet gelenekleri pekişti.

Hanlığın Zayıflaması ve Hazar Kağanlığı Tehdidi

Hanlık tarihinde korkunç bir dönüm noktası, Kubrat Han’ın 665 yılındaki ölümüydü. Efsaneye göre, ölmeden önce oğullarına birlik olmalarını öğütlemiş ve bu da bir ok destesinin kırılmasının imkânsız olduğunu, ancak her birinin kolayca kırılabileceğini kanıtlamıştır. Ancak, ölümünden sonra beş oğlunun taht mücadelesi ve stratejik anlaşmazlıklar, babalarının öğüdünü reddetmelerine ve devletin savunma sistemini hızla dağıtmalarına neden olmuştur. Yükselen bir doğu imparatorluğu olan Hazar Kağanlığı, bu iç karışıklığın bir sonucu olarak kaçırılmaz bir fırsat gördü. Hazarlar, bölünmüş Bulgar topraklarına sistematik bir yayılma stratejisi izledikten sonra eski Büyük Bulgar topraklarının önemli bir bölümünü hızla ele geçirdiler. Kubrat’ın en büyük oğlu Batbayan, haraç ödeyerek Hazarlara boyun eğmek zorunda kalırken, diğer kardeşleri halklarının bir kısmıyla birlikte anavatanlarını terk edip başka yerlere gitmek zorunda kaldılar. Büyük Bulgar Hanlığı’nın siyasi bir varlık olarak fiili çöküşü, esasen bu dağılmadan kaynaklanmıştır.

Tuna Bulgar Devleti ve Büyük Bulgar Hanlığı’nın Mirası

Büyük Bulgar Hanlığı‘nın siyasi çöküşüne rağmen, Kubrat’ın oğulları dünya çapında yeni uluslar kurarak onun mirasını sürdürdüler. Bu oğulların en girişken ve yiğit olanı Asparuh Han, tebaasından bazılarıyla birlikte batıya doğru uzun bir yolculuğa çıktı ve Tuna Nehri’nin güneyindeki Bizans topraklarına yerleşti. Tarihteki ilk Bulgar İmparatorluğu olarak kabul edilen Tuna Bulgar Devleti’ni, 681 yılında yakındaki Slav kabileleriyle stratejik bir ittifak kurarak kurdu. Asparuh Han’ın faaliyetleri, bugünkü Bulgar halkı ve devletinin temelini oluşturdu. Kuzeye yerleştikten sonra, diğer kardeşi Kotrag, daha sonra İslam’ı kabul edecek ve Volga Nehri yakınlarında önemli bir ticaret merkezi haline gelecek olan Volga Bulgar Hanlığı‘nı kurdu. Sonuç olarak, Kubrat’ın krallığı kısa ömürlü olsa da, Bulgar halkının tarihsel devamlılığını sağlayan iki önemli devletin kurulmasına yardımcı oldu. Sonuç olarak Kubrat’ın parlak konsepti Tuna Bulgar Devleti’nin başlangıcı ve mirasıyla yakından bağlantılıdır.

Sıradaki içerik:

Büyük Bulgar Hanlığı: Kubrat Han’ın Mirası

treesmendus.com